30 Eylül 2012 Pazar

Utangaçlık ve Çekingenlik


Utanmak...


Sanki bir ayıbı varmış gibi utanır insan..


Bu duyguyu yaşayan , nasıl çaresiz hisseder kendini.

Topluluğun içinde tek başımıza kalmışızdır.Girip saklanacak bir delik ararız.

İnsanlar sırf bu utanç duygusu yüzünden sosyal ortamın en önemli anahtarı olan 'iletişim' den kaçıyor,aslında sosyal ortamdan tamamen kaçıyor, koparıyor kendini..Bir topluluk içindeyken hedef olmak istemiyor.Çünkü ilgi odağı olmak onlar için inanılmaz zor bir durumdur.
Bir konuda çok meziyetliyizdir çok bilgiliyizdir mesela ama asla o meziyetimizi gösteremeyiz.Konuşamayız..Ellerimiz ,dilimiz bağlanır.

Beğendiğimiz birine asla onu beğendiğimizi söyleyemeyiz.O birkaç cümle çıkamaz ağzımızdan.



Çekingenlik ise biraz daha kişilik bozukluğu olarak nitelendirilebilir.
Bi kere heyecan normal birşeydir.Her durumda çekingenlik olarak algılanmamalıdır.Yani heyecan yaşayan kişiye utangaç ya da çekingen denemez.


Fakat bu çekingenliğin hayatımıza oturması yani bir süreklilik kazanması sosyal ,duygusal,iş hayatı hatta aileye kadar etkiliyorsa o zaman çekingenlikten bahsedilir.


Çekingenlik bir yaşam biçimidir aslında.Etrafındaki herkes onu öyle bilir.Yani konuşmayan ve her yapılana ayak uyduran,sessiz...


Utangaçlık ve çekingenliğin temelinde ilgi ve sevgi yoksunluğu yüzünden insanın kendisine ve başkalarına güven duymaması,kendini gereğinden fazla hatalı,eksik,olumsuz hissetmesi yatar.


Bu kişiler kendileri hakkında olumsuz değerlendirmede bulundukları için kendi değerlerini farketmezler.Bu nedenle toplumdan soyutlanmış yalnız kişiler olarak kalırlar.








0 yorum to “Utangaçlık ve Çekingenlik”

Yorum Gönder