Sosyal fobi sık görülen bir problemdir.
Sosyal fobinin tarihe baktığımızda kişilerde '' Toplum içinde ne diyeceğini bilemeyen,utangaçlığının kurbanı olmuş '' insan profili karşımıza çıkıyor.
Sosyal fobili kişilerin en büyük korkusu ''olumsuz değerlendirilme korkusudur.''Onlar yaptıkları her davranışlarında başkaları tarafından onaylanma ihtiyacı hissederler.Başkalarının düşüncelerini aşırı önemserler.
Sosyal fobikler ,davranışlarının kabul edilemez olduğuna inanır, reddedileceklerini veya değer kaybedeceklerini düşünürler.Bunun için de sosyal ortamlardan kaçınır , mümkün olduğunca soğuk ve mesafeli davranırlar.
Sosyal fobikler, topluluk içindeyken tüm gözlerin onun üzerinde olduğuna inanıp kendini bu şekilde yargılar.Oradan ,o durumdan hemen kaçmak ister.Yaşadığı anksiyete çok yoğundur ve kişinin mesleki,ailevi yaşantısını etkiler,yaşam kalitesini düşürür.
Bulunduğu yerden sürekli olarak kaçmak isteyen sosyal fobikler,o durumda büyük utanç ve korku yaşadığını hissederler.
Franz Kafka yaşadığı bu sosyal anksiyetesini şöyle dile getirmiştir.' Bir de tanımadığım bir yerde tanımadığım insanların içinde olayım..bulunduğum oda göğsüme basar da basar.Tüm kişiliğim sinirime dokunur her şey ama her şey beni umutsuzluğa sürükler!'
Sosyal fobikler bunun bir hastalık olduğunu çoğu kez bilmezler.Kendi karakterinden bir parça,kendisinin bir kişilik özelliği olduğunu zannederler.Ben böyleyim ! diye düşünürler.
Bazı sosyal fobikler ise ; yaşadıkları bu durumun saçmalığını dile getirebilecek kadar farkındalığa sahiptirler.Ama yinede buna engel olamazlar.Kendilerini kontrol altına almak onlar için çok zordur.
Sosyal fobikler, topluluk içindeyken tüm gözlerin onun üzerinde olduğuna inanıp kendini bu şekilde yargılar.Oradan ,o durumdan hemen kaçmak ister.Yaşadığı anksiyete çok yoğundur ve kişinin mesleki,ailevi yaşantısını etkiler,yaşam kalitesini düşürür.
Bulunduğu yerden sürekli olarak kaçmak isteyen sosyal fobikler,o durumda büyük utanç ve korku yaşadığını hissederler.
Franz Kafka yaşadığı bu sosyal anksiyetesini şöyle dile getirmiştir.' Bir de tanımadığım bir yerde tanımadığım insanların içinde olayım..bulunduğum oda göğsüme basar da basar.Tüm kişiliğim sinirime dokunur her şey ama her şey beni umutsuzluğa sürükler!'
Sosyal fobikler bunun bir hastalık olduğunu çoğu kez bilmezler.Kendi karakterinden bir parça,kendisinin bir kişilik özelliği olduğunu zannederler.Ben böyleyim ! diye düşünürler.
Bazı sosyal fobikler ise ; yaşadıkları bu durumun saçmalığını dile getirebilecek kadar farkındalığa sahiptirler.Ama yinede buna engel olamazlar.Kendilerini kontrol altına almak onlar için çok zordur.
